11 Mart 2008 Salı

Kaç günde eriyecek acaba ? / Kar

Bu şehre yıllar boyu kar yağdı. Kaldırımları, evlerin çatılarını, yolları her yeri kaplardı. İnsanları unuturdu yeryüzünün rengini, alışırdı beyaza zamanla. Hayatımda dönem dönem yıkılıp yapıldı bu şehir. Güneş, tüm karları bir günde erittiğinde yeniden yapılırdı şehrin sokakları. Küçükken tüm şehrin planlayıcısı ailemdi. Camiler, izole bir site, seçilmiş arkadaşlar vardı. Küçükken çok sık yağmazdı kar; babamın bana kızdığı, arkadaşlarımı beğenmediği günlerde ya da futbolda başarısız olduğumda azıcık tipi yağardı şehrin kimi sokaklarına. Sabah uyandığımda tüm isyan ve kızgınlık kaybolmuş olurdu. Yavaş yavaş büyüdüm. Orta okulda artık kar yağışları haftalar boyu sokakları kaplayabiliyordu. Ama erirdi karlar ve ne zaman ki erise tüm karlar, ailemin belli başlı özellikleri beliriverirdi sokaklarda. Liseye geçtiğimde kar yıllar boyu sokaklardan kalkmadı. Bambaşka bir hayata alışmıştım. Yalnız, trajediyi seven, kendini beğenmiş, mutlu olduğundan bir türlü emin olamayan, bağımsız düşünebilen... İşte lise yıllarında değişti şehrim ilk kez, en yakınlarım yaptı bu sefer şehrin planını... Camilerin sayısı azaltıldı, barlar, müzik marketleri, kitapçılar ve sinemalar açıldı. Kaldırımlar arnavut kaldırımı değildi artık. Dostlarımın yaptığı sokaklar öyle iyi planlanmıştı ki yıllardır kar bile yağmıyordu şehrin bu sokaklarına, ama hayatıma giren ilk sevgili, ileride kenti değiştirmeye çalışanlara öyle çarpık bir mahalle bırakmıştı ki, kar sürekli yağsa da bir türlü tutunamıyordu alt yapının bozuk olduğu mahallenin sokaklarında. Kurulduğundan beri ilk kez geçenlerde kar tuttu; fuhuşun normalleştiği, uyuşturucunun uyuşturmadığı, her türlü suçun en adisinin yer aldığı bu mahallede. Ve mutluydum ben, şehrin bu mahallesine girdiğimde ilk kez sevinçli değil mutluydum. Hiçbir suç işlemediğimi düşünüyor, kimseyi dolandırmıyor, hiç kimseyi aldatmıyor sadece umutla karın yerden kalktığında mahallenin yeniden yapılanacağını ve o vakitten sonra hep böyle boş boş güleceğimi sanıyordum. Mahallenin her binasındaki pisliği yok eden, rahatsız edici duvar yazılarını silen bir melek inmiş olmalıydı şehrin bu pis mahallesine… Ve şimdi yağmasına rağmen kar, eriyor yavaş yavaş. Melek havalanmış olmalıydı ve benim kanatlarım yoktu onu tutup geri getirebilmek için denemiştim uçmayı ama ulaşamamıştım işte burada bunu yazdığıma göre… Şimdi daha fazla kendimi harap etmeden çıkıyorum usulca bu mahalleden. Mahallenin mimarı, mahalleyi yarım yamalak bırakıp gittikten sonra, tüm doğruları yapmama rağmen ilk kez ağlıyorum. Oysa ki; pisliğin cirit attığı bu mahalleden çıkarken ne kadar çok yalan attığımdan, dolandırdığımdan ve unutmak için kendimi uyuşturduğumdan hiç rahatsız olmazdım. Değişmeyeceğini artık kanıksadığım bu mahalleden çıkarken bu sefer; elimden gelen her şeyi yaptım ve öyle çok sevmiştim ki diyebiliyorum.
------------------------------------------------

Zamanı geldi kar
Yağ da kapa artık yolları
Unuttur geride kalanları

Zamanı geldi de geçiyor
Dondur artık insanları
Felç et son kez hayatı
Anlasınlar ne kadar rahat yaşadıklarını

Zaman kalmadı kar
Bak dağılıyor kara bulutlar
Unutulmayacak mı yanlışlıkla ezberlenen numaralar
Yüzlerinden akan kiri görüp de utanmayacak mı insanlar

Yenildin yine kar, yendin yine güneş
Eriyeceğini bilen kar yağmadı bir kez daha
Bari sen kavur her yeri
Kar yağmadı diye şükretmesin insanlar

0 yorum: