29 Mayıs 2013 Çarşamba

yayın başlığı

Kaybettiklerimiz kazandıklarımızdan daha önemliydi her zaman öyleydi. Bir tren garında oturuyor camdaki kendi yansımama bakıyordum. Herhangi bir trene binmeyecektim hayatımda hiç bir zaman trene binmedim sadece burada bekleyip bir şeylerin olmasını bekliyorum. Camdaki hem kendi yansımama bakıyor hem de insanları kendi gözlerimle izlemeye utandığımdan camın üzerinden onları dikizliyordum. Bu küçük garda umutsuz da olsam masanın üzerindeki küçük fotoğraf makinamın yaptığı kayıdı hiç bir zaman durdurmadım. Hiç bir zaman yerini değiştirmedim hep aynı sandalyeye oturdum hep aynı yere fotoğraf makinasını yerleştirdim hemen arkamda birbirini bıçaklayan insanlar olsa bile umursamadım. Aradan geçen 28 gün sonunda hiç bir şey olmadı gelecek 6 yıl boyunca da olmayacak. Mucizelere inandığımdan değil ama siz beni anlıyorsunuz ne demek istediğimi neler hissettiğimi. Bu küçük kasabanın hareketsiz garına kameramı koymaktansa başka bir yere gitmeliydim belki de ama ya gittiğimde kıyamet kopmaya tam da bu küçük gardan başlarsa

29 Şubat önemlidir.




"We're over a forest, there's millions of snowflakes
We're dancing
The world is so loud, keep falling and I'll find you"

0 yorum: