19 Aralık 2009 Cumartesi

Spor Çeşitleri

Ben şunu fark ettim. Diyelim ki yenilen taraftasınız ve maç bitti. Girin ekşi sözlüğe iki üç entry okuyun. Ardından hakeme sövün. Kimse fark etmiyor.

Mesela Beşiktaş - Bursaspor maçı oldu. Beşiktaş 2-1 öne geçti. Ben entry dahi okumadan msn'de direkt hakeme sövüyorum. Bir kişi de sormadı. Maçı izliyor musun diye. Türkiye liginde en son izlediğim 90 dakika maç 2 yıl önceydi. Hala pişmanım. Şimdi genel spor yaklaşımımı yazayım.

Futbol - Oyna ve kaliteli maçları izle. Taraftarıyım diye gidip Fener'in maçlarını izleme. Taraftarı olduğunuz takımın sadece maç sonuçlarına ve transferlerine bakın. Yenildiğinde üzülmeyin ama yendiğinde sevinin. Sonra da futbol böyle güzel bir şey. Sırf benle alakasız 11 adam başka bir 11 adamı yendi diye mutlu oluyorum lan deyip geçin. Çok fazla kafaya takmayın.
Basketbol - Oynamasan da olur ama izle. Tabii geçen sene ki Magic - Lakers finalini izleme. Sinirlenirsin gerek yok.
Voleybol - Kesinlikle oynama ve izleme. Hele ki erkekler oynadığında zevk seyri golf ile yarışır. Biri kaldırıyor diğeri hayvan gibi vuruyor. Yine bayanların ki bir nebze daha iyi.
Tenis - Oyna ve izle. Bunu izlemesi çok zevkli. Zaten bizim neslimiz Trt 3'te hentbol, artistik patinaj ve tenis izleyerek büyüdü. Mesela o Federer falan bazen öyle vuruşlar yapıyor ki eğer o küçücük topu seçebilirseniz -seçemezseniz üzülmeyin tekrarını gösteriyorlar- cidden şaşırıp kendiniz vurmuşcasına mutlu oluyorsunuz.
Golf - Oynayamazsın zaten. Bahis oynamadığın sürece izlemenin de bir anlamı yok diye düşünmekteyim.
Hentbol - Oynama fırsatın varsa kaçırma ve izle.
Buz Hokeyi - Oynama ama izle
Atletizm - Bunu izlemesi zevkli olabiliyor. Zira kendimi atari oyununda gibi hissediyorum. Birileri çekiç atıyor, birileri zıplıyor, kimisi koşuyor, kimisi atlıyor. Tabii sadece çekiç atma izlerseniz pek bir anlamı yok. Adam dönüyor dönüyor fırlatıyor. Nerede bunun heyecanı.
Formula 1 İzlemesini oldum olası sevmem. Hadi yarışı izlemek tamam da bazı arkadaşlarımız sıralama turlarını falan da izliyor ya şaşıyorum onlara.
MotoGp Bunun yarışını izlemek çok zevkli. Formula'ya her türlü çakar. Her an biri kaza yapabiliyor ya da son tura kadar 1. ile 2. arasındaki mücadele sürebiliyor.

Peki oynama zevklerine gelelim. Şimdi bazı kendini bilmezler futbol dediğin nedir? Iyy iğrenç bir spor tenis oynasana falan dediklerinden dolayı az çok yapmış olduğum sporların zevk skalasını çıkaracağım.

Futbol - İyi bir takımınız varsa çok zevkli. Bir kere kale büyük, top küçük gol atmak kolay.
Basketbol - Top büyük delik küçük. Zor spor. Çok çalışırsanız kendinizi geliştirebilirsiniz ama hiç bir zaman çok iyi basket oynayayım diye düşünmedim.
Voleybol - Çok kötü, çok gereksiz. Bir kere bildiğin bu spordaki 6 kişiden 2'si beklesör modunda. Kendilerine top gelsin diye bekliyorlar. Hele ki arkadaşlar arasında maç yapıyorsanız ve voleybolu iyi bilmiyorsanız o arkada yer alanlar niye öylece beklerler hiç anlamam.
Tenis - Ders almadan oynayamazsın bunu. Ders alsan da oynayamayabilirsin. Kolun ağrır, bacağın ağrır. Küçücük topu kovalamanın pek bir manası yok.

Sonuç olarak yapması en zevkli spor futbol
izlemesi en zevkli spor tenisdir.

Tabii izleyebileceğimiz tenis maçlarının aşağı yukarı hepsi zevkli oluyor. Futbol bu konuda biraz şanssız. Yoksa geçen sene ki Chelsea Liverpool maçı olsun ya da Liverpool Arsenal maçı olsun bir çok tenis maçına koyar. (Ayrıca şu yaşıma geldim hala Çelsi ile Niçe'yi copy/paste yapıyorum)

Ayrıca ne olacak bu Liverpool'un hali aziz kardeşlerim?

3 yorum:

Canselmo dedi ki...

Voleybolla ilgili senin düşüncelerini paylaşıyordum ki; GSTV'de arada denk geldiğim zaman izlemesinin eğlenceli olabileceğini fark ettim. Hele bizim bayan takımında Elif diye bir hatun var, pek tatlı. Bir de Beşiktaş'ın kadrosunda Popovski diye yanlış hatırlamıyorsam bir voleybolcu var, isme bakıp aldanma, bi' google images'da arat derim. Bakılası bir şey kendisi..

Basketboldan oldum olası tiskindim; ne izlemesi ne oynaması zevk verir bana. En büyük başarım da zamanında gittiğim kursta (Aile zoru ya da teşviği ile..) topa ayağımla vurmak suretiyle attığım basket(!)tir.

Diğer sporlar için yorum yapmak istemedim, yatmam falan lazım ama futbol hakkında şu alıntıyı kopyalamadan edemeyeceğim Vidar'ım: "Some people think football is a matter of life and death...I can assure them it is much more serious than that" - Bill Shankly (Bildin mi? :) )

kar dedi ki...

"ben şunu fark ettim" diye başlayan bir post un ilk paragrafının "kimse fark etmiyor" diye bitmesi ne kadar ironik :D

Muhsi dedi ki...

Ellaam yine bayanların ki bir nebze izleniyor ama erkeklerin ki tamamen rezalet.
Bill amcamıza saygımız büyük ama çok büyük laf etmiş. Kendisinin odamın girişinde yer alan cümlesini aktarıyorum: "Liverpool was made for me, and I was made for Liverpool"


@Desperate Housewife Aslında fark edilen olay ile fark edilmeyen olay farklı olunca çok ironik durmuyor ama duruyor da olabilir. Durmuyor olsa siz duruyor demezdiniz. :D :D