13 Aralık 2009 Pazar

Die Fälscher


2. Dünya Savaşı'yla ilgili her filme ön yargıyla yaklaşıyorum. Kalpazanlar'a da öyle yaklaştım. Gerçek olaylardan uyarlandığından ötürü genel kültür seviyenizi yükseltip 2. Dünya Savaşı'yla ilgili hanenize yeni bilgi eklemesinin dışında pek bir özelliği yok diyebilirim.

Tabii çok beğenen çok kişi var. Zaten biraz ajitasyonla tüm Dünya'yı fethedebiliyorsunuz. Mesela şöyle bir film yapsınlar bir SS subayı yahudi bir kıza aşık olsun. Sonra emir alıp onu ve ailesini öldürmek zorunda kalsın. Hop tüm Dünya tav olsun. Sonuna da siyah ekranın üstüne beyaz yazıyla yıl 1952 acılı Werther intihar etti yazın. Gerçek midir değil midir kimse sorgulamayacaktır.

İzlemenizi önerebileceğim ama 10 üzerinden en fazla 6 verebileceğim bir film. En iyi yabancı film Oscar'ı aldığını da ekleyelim.

Karl Markovics ise cidden iyi bir oyunculuk sergilemiş diyeceğim fakat oynadığı zaten başrol olduğundan, hafif tipsizlikle kim oynasa beğenirdim gibi geliyor.(Senaryo iyi demeye çalıştım. Neden bu kadar uzattım bilmiyorum.) Mesela Al Pacino yakışıklı olsaydı kesinlikle bu kadar ünlü olmazdı eminim. Yine de yiğidi öldürüyor Karl abimize hakkını veriyoruz.

0 yorum: