13 Mart 2009 Cuma

Rooney tenhada kıstırmayayım seni!



Demiş ki tombul, tipsiz Rooney:

"Everton taraftarı olarak hep Liverpool nefretiyle büyüdüm. Şimdi de değişen bir şey yok". "

Bir insan mavi doğarsa mavi büyür deyip sonra Everton hakkında ileri geri konuşmadın mı? Tenhada kıstırmayalım oğlum seni! Alpay Özalan ile Kemalettin Şentürk'ü salacam üstüne.

12 Mart 2009 Perşembe

İleti Geçmişim


Bugün, bir arkadaş sayesinde şimdiye kadar hiç kullanmadığım ileti geçmişini kullandım. Ne boktan bir olaydır, ne gereksiz bir uygulamadır. Okudukça duygulandım, ulan burada beni yanlış anladı işte o yüzden ayrıldı benden dedim. İçmeye karar verdim işte az önce. İlk kez, içtikten sonra geçmiş aklıma gelmedi de yaşananlar aklıma geldiğinden içmek istedim. Bilgisayarda tek foto bırakmıyorsun, tüm hayatından çıkartmaya çalışıyorsun ama ileti geçmişinde başka biriyle konuşmalarınızı ararken insanın gözüne çat diye takılıyor işte. Arabesk film durumu vardır ya hiç aklıma gelmiyorsun ama hep aklımdasın. O durumu dibine kadar yaşadım. Şimdi ilk kez bir anıyı sarhoş değilken sileceğim. Sakin bir şekilde okuyacağım sonra sinirleneceğim, bunu bana nasıl yapar deyip tüm konuşmalarımızı sileceğim.

Fotoğrafı da kendim çekmiştim. Kendimce bir güzelliği ve bağlantısı var eski yazdıklarımla ilgili.

10 Mart 2009 Salı

Çamaşır makinası ve son don ikilemi


Şu üstteki aletin aynısından bende de var. Tabii fayanslarım falan o kadar temiz değil. Geçen sene ikinci elciden almıştım hem de hiç pazarlık yapmadan. Bu sene ikinci elcilerden her aldığım nesneyi yarı fiyatına aldığımdan dolayı bu çamaşır makinasının bende açtığı duygusal yara büyüktür. Eğer öğrenci evinde falan kalmıyorsanız, pek ilgilenmezsiniz bu aletle, öyle anneniz yıkar, asar falan. Ama öğrenci/bekar iseniz başka; bu göt alet bir kere gerekli. Öğrenci evinde lüks deyip, zenginsin ayağı kimse yapmasın. Benim tüpüm yoktu ondan önce çamaşır makinası aldım. Çalışma mekanizması falan kolay düğmeleri çeviriyon, gerisini hallediyor. Bu aleti ben olabildiğince az kullanıyordum; giyecek bir şey bulamayıp, kirli sepetine doğru yöneldiğim ilk gün -giymeyi sevmediğim ama temiz kalan tek kıyafetime el attığım gündür- yıkardım tüm çamaşırları. Tabii ben 1 sene bunu böyle kullandım, alete bir şey olmadı, paşalar gibi çalışıyordu. Ama 15-20 gün önce mi ne artık canına tak etti, bozuldu alet, sıkma işlemini yapmıyor. Sinirden kapağını da kırdım. Annemi arayıp benim çamaşır makinası bozuldu yeauv deyince ulan senin makina benimkinden iyi nasıl bozdun onu? Benimkini 10 senedir kullanıyorum ben dedi. Kem küm yaptım, bozuldu işte bilmiyorum triplerine girdim. Asıl sorunum şu şimdi daha renkli kıyafetim var parfüm deodorant falan kapatıyoruz da an itibariyle son donumu giydim. Kara kara düşünüyorum, atlet bitseydi, tişört falan giyer kapatırdık da şimdi bir korku saldı ya ishal olup altıma kaçırsam -okul öncesi bu benim başıma geliyordu hala korkarım- giyecek başka donum yok. Öyle acınası bir haldeyim!

Saat 2'de bir hayat kadını sen masada içerken elini sıkarsa



Şimdi bu yazıyı yazarken bayağı bir sarhoşum, sonra gelip edit de yapmayacağım anaa bu nasıl cümle olmuş diye. Bugün arkadaşlarla içelim dedik, küçük bir kentte okuyorsanız ya sevgiliniz olacak ya da tüm paranızı içkiye yatıracaksınız mutlu olmak için, ben bunu anladım. Para önemli bir şey yani hehe. Her neyse bir iki gözlem yazacağım sıcağı sıcağına malum eve yeni geldim, hemen blogu açtım.

İlk olarak Anadolu meyhanesi denilebilecek bir yere girdik, sessiz, sakin ama plazma ekranı olan çalışanların size son derece saygı gösterdikleri ve memnun kalmanız için elinden geleni yaptıkları güzel mekanlar bunlar. 4 erkek bir kızdan oluşan bir arkadaş topluluğunuz var ve sırf siz bu kız arkadaşınız yüzünden pub'a gidip bir biraya 6-8 milyon veriyorsanız ve üstüne üstlük o kızı eve atamıyorsanız, pub'a gitmekten vazgeçin. Yakın olan kız arkadaşınıza da deyin ki ya pub çok pahalı ille içeceksek birinin evinde içelim. Malum 3 senedir sürekli takıldığımız pub'da yaşadığımız heyecanı ve mutluluğu şu bir gecede yaşamamıştım. Diyeceğim odur ki; belli bir meyhaneniz olsun. Her neyse gittik meyhaneye, 21 bira bir büyük rakı, 2 porsiyon biftek, 2 porsiyon ciğer, 1 buççççuuuk adana aldık. Hesap ne kadar tuttu? 120 Tl tuttu. Tabii hepimiz şaşırdık o değil yemekleri de yediğimiz en güzel yemeklerdi. Okula yakın olsa her öğle arası gider yerim. Ne boksa her neyse sonra kalktık tabii hepimizin kafalar güzel, kimimizin uykusu gelmiş saat 1 olmuş. Tuhaf arkadaşlardan biri haydi pavyona gidem diyor. Ulan yok uyucam ben falan cümlelerine ulan ne göt adamsın sen falan diye cevap veirldiğinden dolayı bir zamandan sonra istemeyerek de olsa pavyona giriyorsunuz.

Hiç pavyon kültürü olmayan ben, içeri girdiğimde acayip şaşırdım. Ulan saat 1'di ve mekanda takım elbiseli 50'den fazla adam içiyor, şarkılara eşlik ediyor, masasına aldığı kadınla sohbet ediyordu. Ulan bu saatte ne arıyor bu insanlar burada diye afalladıktan sonra bir masaya geçip oturduk. Ortamdaki tek kot pantolonlu tayfa olarak kot pantolon eksimizi kapatmak için son derece sert beş bira getir bize yaptım. Her neyse biralar geldi. Etrafta tuhaf tuhaf kadınlar dolaşıyor, geliyorlar elini sıkıyorlar. Ben başta hem utandım hem de sinirlendim. Para ile size her şeyi yapabilecek olan kadınlar masanıza geliyor, elinizi sıkıp, hoşgeldiniz diyor. Ardından da göz kırpıp bir isteğiniz var mı diye soruyor. İlk başlarda acayip utandım, kadınlar elimi sıktığımda başımı eğiyordum kendi kendime ulan ben burada ne arıyorum falan diyordum. Ben daha benim kadar entelektüellik -kastım kendini övmek değil biraz daha siyaset, sinema, müzik ve edebiyat konusunda etraftaki bir çok insandan daha fazla şey bilmek; terimi yanlış kullandıysam hiç sikimde değil anlatmak istediğim bu hehe- ile sıradan bir insan olma arasında kalmış bir insan görmedim . Tam yerimi bilemiyorum. Her neyse gelen kadınlardan bir tanesi bu arkadaşınız niye başını eğiyor diye sorduktan sonra ortama uyum göstermeye başladım. Akdeniz akşamlarından, ocağım söndü bu ne beladır şarkılarına kadar türlü türlü şarkılar çalıyordu. Yavaş yavaş kendimi tutamayıp kadınlara bakmaya başladım, masaya gelen kadınlar elimi sıktığımda gözlerine de baktım hatta kimisi güzel sayılabilecek kadınlar yaptığı işi o kadar profesyonelce yapıyorlardı ki bir an olsun bu işten nefret ettiğini anlamıyordum ama biliyordum ki nefret etmeme gibi bir ihtimalleri yok. Aynı gün okulda Kadınlar günüyle ilgili seminer veren birisi olarak bir yanım masadan kalkıp ulan bu nasıl bir toplum diye bağırmak istese de baskın kalan tarafım ulan burada bulunan heriflerin hepsi kaçakcılıktan köşeyi dönmüş ve hepsinin belinde silah olan insanlar korkusuyla ortama daha fazla uyum gösterip bu düşünceleri attım kafamdan. Komikti yahu, bir yandan şarkılara eşlik ediyordum bir yandan da ulan insan burada tüm parasını yer ulan diyordum. Hele son gelen kadın öyle bir göz kırptı ki bana, masadaki tüm biraları fondip yapıp beyler hadi kalkalım daha dayanamıyorum dedim. İşte öyle tuhaf bir mekan bu pavyonlar, ilk kez gittim. Daha önce gitmiş olanlar ulan bu yaşa gelmişsin ilk kez mi gittin falan diyebilir ama etrafı gözlemlediğim sürece hakikaten halimize üzüldüm. Ankarada belediye başkanı kim olacak diye tartışan gençlerin örgütlenip bu tip yerleri ateşe vermeli falan diye düşündüm hehe. Aman dedim sonra insanların parası var harcıyor işte gönüllerince tabii sonra hesap geldiğinde bir biranın 9 milyon olduğunu anlayınca, bir insan alın teriyle kazandığı parayı bu kadar kolay harcamayacağını bildiğimden dolayı daha da sinirlendim tüm ortamda bulunan insanlara, ama bir yandan da tüm erkekliğimle ulannnn ne kadınlar vardı deyip duruyordum. Bir erkeğin pavyona gidip karısını ya da sevgilisini aldatmama gibi bir durumunun zor olduğunu düşündüm haliyle. Ama yine de eğer kendinizi biraz olsun bana yakın hissediyorsanız ve daha önce hiç gitmediyseniz mutlaka bir kere gitmelisiniz meyhane ardından da pavyona ve o arada kalmışlığı hissetmelisiniz. Bir yanda deliler gibi eğlenen arkadaşlarınız bir yandan masada bulunan bir arkadaşınız lan ben bu garsonu tanıyorum babama söylerse ayvayı yerim söylemleri bir yandan erkekliğinizi bastırmak için son derece uğraş göstermeniz ve en önemlisi hiç tasvip etmediğiniz bir ortamda olmanıza rağmen eğlenmeniz hakikaten tuhaf bir deneyimdi benim için. Bir kere daha gider miyim bilmiyorum ama gidersem sonuçları göze alarak giderim herhalde.

Pek bir anlattım herhalde hehe, neyse yarından itibaren film yazısı falan koymaya başlayacağım. Tuhaf yahu meyhane, pavyon. Bundan 3-4 sene önce hiç bir zaman olabileceğimi hayal etmediğim yerler. Kendimce ulan bir kadınla seks yapmak için bir tanışıklık olmalı, bir sevgi olmalı derdim ama biraz alkol biraz açık giyinmiş kadınlarla karşılaşınca hepsi yalan oluyormuş onu anladım. İğrenç yaratıklarız yahu biz erkekler!

9 Mart 2009 Pazartesi

Masal yazıyorum ben

Bloga daha fazla yazı yazmaya karar verdim. Edebi değeri olmayan kendimi parmakladığım yazılardan olabildiğince az koyacağım. Artık gırgır, şamata geyik yeri olacak bu blog. Haberiniz olsun! Değişim başlasın. Naruto usulü style ile Believe it ! Doğru yolu buldum artık. Sözlüğe koyduğum yazıları da buraya copy/paste yapıcam.