10 Mart 2009 Salı

Saat 2'de bir hayat kadını sen masada içerken elini sıkarsa



Şimdi bu yazıyı yazarken bayağı bir sarhoşum, sonra gelip edit de yapmayacağım anaa bu nasıl cümle olmuş diye. Bugün arkadaşlarla içelim dedik, küçük bir kentte okuyorsanız ya sevgiliniz olacak ya da tüm paranızı içkiye yatıracaksınız mutlu olmak için, ben bunu anladım. Para önemli bir şey yani hehe. Her neyse bir iki gözlem yazacağım sıcağı sıcağına malum eve yeni geldim, hemen blogu açtım.

İlk olarak Anadolu meyhanesi denilebilecek bir yere girdik, sessiz, sakin ama plazma ekranı olan çalışanların size son derece saygı gösterdikleri ve memnun kalmanız için elinden geleni yaptıkları güzel mekanlar bunlar. 4 erkek bir kızdan oluşan bir arkadaş topluluğunuz var ve sırf siz bu kız arkadaşınız yüzünden pub'a gidip bir biraya 6-8 milyon veriyorsanız ve üstüne üstlük o kızı eve atamıyorsanız, pub'a gitmekten vazgeçin. Yakın olan kız arkadaşınıza da deyin ki ya pub çok pahalı ille içeceksek birinin evinde içelim. Malum 3 senedir sürekli takıldığımız pub'da yaşadığımız heyecanı ve mutluluğu şu bir gecede yaşamamıştım. Diyeceğim odur ki; belli bir meyhaneniz olsun. Her neyse gittik meyhaneye, 21 bira bir büyük rakı, 2 porsiyon biftek, 2 porsiyon ciğer, 1 buççççuuuk adana aldık. Hesap ne kadar tuttu? 120 Tl tuttu. Tabii hepimiz şaşırdık o değil yemekleri de yediğimiz en güzel yemeklerdi. Okula yakın olsa her öğle arası gider yerim. Ne boksa her neyse sonra kalktık tabii hepimizin kafalar güzel, kimimizin uykusu gelmiş saat 1 olmuş. Tuhaf arkadaşlardan biri haydi pavyona gidem diyor. Ulan yok uyucam ben falan cümlelerine ulan ne göt adamsın sen falan diye cevap veirldiğinden dolayı bir zamandan sonra istemeyerek de olsa pavyona giriyorsunuz.

Hiç pavyon kültürü olmayan ben, içeri girdiğimde acayip şaşırdım. Ulan saat 1'di ve mekanda takım elbiseli 50'den fazla adam içiyor, şarkılara eşlik ediyor, masasına aldığı kadınla sohbet ediyordu. Ulan bu saatte ne arıyor bu insanlar burada diye afalladıktan sonra bir masaya geçip oturduk. Ortamdaki tek kot pantolonlu tayfa olarak kot pantolon eksimizi kapatmak için son derece sert beş bira getir bize yaptım. Her neyse biralar geldi. Etrafta tuhaf tuhaf kadınlar dolaşıyor, geliyorlar elini sıkıyorlar. Ben başta hem utandım hem de sinirlendim. Para ile size her şeyi yapabilecek olan kadınlar masanıza geliyor, elinizi sıkıp, hoşgeldiniz diyor. Ardından da göz kırpıp bir isteğiniz var mı diye soruyor. İlk başlarda acayip utandım, kadınlar elimi sıktığımda başımı eğiyordum kendi kendime ulan ben burada ne arıyorum falan diyordum. Ben daha benim kadar entelektüellik -kastım kendini övmek değil biraz daha siyaset, sinema, müzik ve edebiyat konusunda etraftaki bir çok insandan daha fazla şey bilmek; terimi yanlış kullandıysam hiç sikimde değil anlatmak istediğim bu hehe- ile sıradan bir insan olma arasında kalmış bir insan görmedim . Tam yerimi bilemiyorum. Her neyse gelen kadınlardan bir tanesi bu arkadaşınız niye başını eğiyor diye sorduktan sonra ortama uyum göstermeye başladım. Akdeniz akşamlarından, ocağım söndü bu ne beladır şarkılarına kadar türlü türlü şarkılar çalıyordu. Yavaş yavaş kendimi tutamayıp kadınlara bakmaya başladım, masaya gelen kadınlar elimi sıktığımda gözlerine de baktım hatta kimisi güzel sayılabilecek kadınlar yaptığı işi o kadar profesyonelce yapıyorlardı ki bir an olsun bu işten nefret ettiğini anlamıyordum ama biliyordum ki nefret etmeme gibi bir ihtimalleri yok. Aynı gün okulda Kadınlar günüyle ilgili seminer veren birisi olarak bir yanım masadan kalkıp ulan bu nasıl bir toplum diye bağırmak istese de baskın kalan tarafım ulan burada bulunan heriflerin hepsi kaçakcılıktan köşeyi dönmüş ve hepsinin belinde silah olan insanlar korkusuyla ortama daha fazla uyum gösterip bu düşünceleri attım kafamdan. Komikti yahu, bir yandan şarkılara eşlik ediyordum bir yandan da ulan insan burada tüm parasını yer ulan diyordum. Hele son gelen kadın öyle bir göz kırptı ki bana, masadaki tüm biraları fondip yapıp beyler hadi kalkalım daha dayanamıyorum dedim. İşte öyle tuhaf bir mekan bu pavyonlar, ilk kez gittim. Daha önce gitmiş olanlar ulan bu yaşa gelmişsin ilk kez mi gittin falan diyebilir ama etrafı gözlemlediğim sürece hakikaten halimize üzüldüm. Ankarada belediye başkanı kim olacak diye tartışan gençlerin örgütlenip bu tip yerleri ateşe vermeli falan diye düşündüm hehe. Aman dedim sonra insanların parası var harcıyor işte gönüllerince tabii sonra hesap geldiğinde bir biranın 9 milyon olduğunu anlayınca, bir insan alın teriyle kazandığı parayı bu kadar kolay harcamayacağını bildiğimden dolayı daha da sinirlendim tüm ortamda bulunan insanlara, ama bir yandan da tüm erkekliğimle ulannnn ne kadınlar vardı deyip duruyordum. Bir erkeğin pavyona gidip karısını ya da sevgilisini aldatmama gibi bir durumunun zor olduğunu düşündüm haliyle. Ama yine de eğer kendinizi biraz olsun bana yakın hissediyorsanız ve daha önce hiç gitmediyseniz mutlaka bir kere gitmelisiniz meyhane ardından da pavyona ve o arada kalmışlığı hissetmelisiniz. Bir yanda deliler gibi eğlenen arkadaşlarınız bir yandan masada bulunan bir arkadaşınız lan ben bu garsonu tanıyorum babama söylerse ayvayı yerim söylemleri bir yandan erkekliğinizi bastırmak için son derece uğraş göstermeniz ve en önemlisi hiç tasvip etmediğiniz bir ortamda olmanıza rağmen eğlenmeniz hakikaten tuhaf bir deneyimdi benim için. Bir kere daha gider miyim bilmiyorum ama gidersem sonuçları göze alarak giderim herhalde.

Pek bir anlattım herhalde hehe, neyse yarından itibaren film yazısı falan koymaya başlayacağım. Tuhaf yahu meyhane, pavyon. Bundan 3-4 sene önce hiç bir zaman olabileceğimi hayal etmediğim yerler. Kendimce ulan bir kadınla seks yapmak için bir tanışıklık olmalı, bir sevgi olmalı derdim ama biraz alkol biraz açık giyinmiş kadınlarla karşılaşınca hepsi yalan oluyormuş onu anladım. İğrenç yaratıklarız yahu biz erkekler!

6 yorum:

madafaka dedi ki...

bağırsakların yerindeyse problem yoktur muhsinim. bizim evin olduğu yöre pavyonlar yöresiydi bir zamanlar. ondandır pek bilirim. bağırsak, el, kol kaybedenler çok.

Muhsi dedi ki...

ellaaam galiba her şeyim yerinde, bir sorun yok ama tüm hayatımı değiştirdi bu pavyonlar, sabah kalktım odamı topladım artık kendimi sanata/edebiyata vereceğim. hehe. bundan sonra bir senin pavyonuna gelirim. hesap nasıl oğlum o kadar şeye sen onu söyle hehe

madafaka dedi ki...

sana beleş yaparız anam. bizim kızlara da söylerim, özel muamele çekerler sana.

lan o değil de, aklıma bir tane adam geldi şimdi pavyon deyince. ayağı kırılmış, ama sallanıyor böyle. "anam, ölcem ben. başım ağrıyor çok pis." diye yatıyordu sokağın ortasında. euheuh çok komikti lan.

Muhsi dedi ki...

insan yardım eder lan. sarhoş sarhoşun en büyük yardımcısıdır.

madafaka dedi ki...

al len mim yaz.

http://madafakabasmaz.blogspot.com/2009/03/tas-gibisin-yagarsn.html

(Süper)Cem dedi ki...

efendim selamlar!

benim alkol ve meyhane kültürüm pek çoktur. alkol zararsızdır -tabiki evet!- ve meyhaneler gerçekten güzel yerlerdir. meyhaneler gerçekten güzel yerlerdir ama! bunu samimi söylüyorum. bir çok fasıl ortamında bulundum, hepsinden de inanılmaz zevk aldım. ortam her daim güzeldir ve hesap her zaman çok idealdir.

bizim devamlı takıldığımız bir meyhane vardı. ortamın tek uzun saçlısı ben olsam bile müdavimler ve mekan sahibi alışmıştı bize. seviyorlardı bizi. hayvanlar gibi yerdik, içerdik ve hatrımıza istinaden çok komik bir hesap ödedikten sonra, üzerine en az 3 er tane daha bira içerdik.

böyle samimi ortamlardır meyhaneler.

ancak istanbul söz konusu olduğunda pavyonlar feci tehlikelidir. istanbulda bunu denemeyin bence. kadınlar masanıza gelip elinizi sıkmaz, direk oturup en külfetlisinden viski söylerler. hiç bir şey içmeden masadan kalmanız 300 lira civarına patlar ve bunun sonu sağlam bir dayaktır.

ben gitmedim ama işi bilmeden giden arkadaşlarımın sonu hep aynı olmuştur.

meyhaneler bizimdir.

hatta ne demiş müslüm baba? (:s meyhane kültürü mode: ON)

yıkılsın camiler, açılsın meyhaneler!

sdmafoısdfsd
boşa dememiş bence!